Alanlar |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
“Rock Müzik” Nedir?
Herhalde rock denildiğinde çoğunuzun aklına gelebilecek kavramlar “sert duruş”, “muhaliflik”, “agresif ve radikal görünen gençler”, davullar, gitarlar, çığlık atan-böğüren simsiyah giyinen insanlar olacaktır. Fakat bunların kaçı gerçekten rock müziğe aittir ya da günümüz rockerları hangilerine sahiptir bunların tartışılır. Şurası kesin ki bu saydığım kavramların “imaj” kısmı bir hayli yerleşmiş durumda. Çünkü artık siyah giyinenler “rocker”, iki gitar çalıp bir çığlık atan “agresif-muhalif vs..” müzisyen hesabına sayılıyor. Peki bize göre rock nedir bakalım..
Yakıştırılan sıfatlar bir kenara bırakıldığında, temelde rock müzik çabuk ve kolaylıkla icra edilebilen, açık sözlü ve genelde derdini sert tonlarda anlatan, yoğunlukla grup müziği olarak devam eden bir türdür. Asıl mesele ise bu çerçevenin içini ne ile doldurduğunuzdur. İnsanlar, rockerları dikbaşlı, patavatsız yer yer edepsiz insanlar olarak görmektedirler, ki doğrudur. Çünkü rock müziğin çıkışı-doğuşu aslında dünyanın getirdiklerini kabul etmeme, yüzyıllardır topluma dayatılan normlar ve küreselleşmeyle beraber artık dünyanın her yerinde etkisini gösteren sömürüye tepki olarak başlamıştır. Bizim kabul ettiğimiz ve rock müziğin ruhu olduğuna inandığımız duruş budur. Fakat “piyasa”ya baktığınızda bunları savunan insanların nadir olduğunu görebilirsiniz. Zaten rock müzik başlangıcından bu yana çok kolay kirletilebilen bir kavram olmuştur. Örnek vermek gerekirse, rock müziğin belki de en çok takipçisi bulunan türü olan metal müziği icra eden insanın, o tınılara sahip şarkıları çalar-söyler-dinlerken bağırmak çağırmak istediği bir şeyler olduğu, bir şeylere muhalif olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat gelin görün ki yine bu rock türevi, içinde en saçmasapanlıklara da yer veren bir türdür. İsmi lazım değil, bazı dönemlerde bu türlerde üretilen müzik resmen şu anki “dumtıs popçuları”ndan çok farklı şeyler anlatmıyordu ve felsefenin zırnığını bile bulamazdınız bunlarda. Herkes felsefe yapmalıdır, herkes bir şeyler anlatmak zorundadır dayatması değil bu, zaten müziğin geneli hayatı yansıtmıyorsa samimi değildir. Son dönemlerdeki “isyankar”ların isyanı da böyle üfürükten insanlardır. Yani bu dünyada bir isyanı olmayan insanın nasıl yaşadığı tabi ki merak konusudur. Sonuçta hayatını hazır yiyici olarak geçiren ve elle tutulur hiçbir şey yaratmamış, hayat kavgasına bulaşmamış bir insan neden isyan etsin ki?... Tabi ki etmez.. Ama dünyada baskı, adaletsizlik, zulüm, yolsuzluk, savaş olmayan yer olmadığına göre dünyanın her yeri insanın isyanı için hazırdır. Tabi orada “kaymağı yiyen” değilse... Hani arada duyarsanız bir rock grubu “protest müzik” yapıyor falan diye, bilin ki onların isyanı büyük ihtimalle ya parasından, yatından, katından vermeyen babalarınadır, ya da çok afedersiniz kendilerine “yanaşmayan” kızlaradır.
Bizce rock’ın mesajı budur. Bunun ötesinde rock müziği kişilikli ve kaliteli yapan herkesin bizim başımızın üstünde yeri vardır. Şimdi gelelim rock Türkiye’de ne alemde..
Türkiye’de Rock Müzik
Dünya genelinde senelerdir yavaş yavaş yayılmakta olan rock müziğin Türkiye'de yükselişi daha ani/hızlı olmuştur. Sebep, son yıllarda yurt dışındaki rock müzik dinleyicilerinin konser ve festivallere doymuş olması ve büyük gruplar görmeye hasret, “kaliteli” müziğe aç olan ülkemiz gençlerine rock aşılamak için yapılan harcamalardır.
Talep gören grup sayısı artmış, grupları getirmek için gereken masraflar azalmış ve rock için daha çok mali girişimlerde bulunulmuştur. Böylelikle rock akımı ülkemizde daha fazla yer bulmuştur kendine. Rock müzik, Türkiye'de (ayrıca dünya genelinde) aslen bir piyasa meselesi olarak öne sürülmüştür. Misal ki, Mtv olarak bildiğiniz, müziğin ve müzik dinleyicisinin yozlaştırılmasının baş kahramanı olan kuruluş, gençler için daha çok, daha niteliksiz ve daha çok sayıda grubu, tabiri caizse "şişirerek" piyasaya sürmüştür. Rock müzik, özünde yükselen ve popüler olan bir karaktere sahip değildir, zaten muhalif bir duruşu vardır. Şu yıllardaki olay ise sadece mevcut medya/müzik şirketlerinin dayatması olan ve belki de bir süre sonra etkisini yitirecek bir yükseliştir.
Ülkemizde rock müzik dinleyicisinin sabit bir portresi yoktur, ortak yanları dinledikleri müzikten başka birşey değildir. Müzik insanları birbirine yakınlaştırmada büyük bir etken olduğu için "bir kısım" rock müzik dinleyicileri de kendi aralarında gruplaşmış bunun üzerine rocker yada rockçılar diye tabir edilen kesim ortaya çıkmıştır. Fakat rock dinleyicisi içinde büyük bir kısım da, söz konusu kitleden ayrı olarak kendi halinde müziğini dinleyen insanlardır. Rock müziğin alt dallarında, aynı müziği dinleyip, aynı müzik ile uğraşıp, icra edip, çok farklı yaşamlar sürdüren insanlar vardır. Yani tam olarak bir rocker portresi çizmek mümkün değildir. Medyaya yansıyan imaj ise, genelde daha iyi malzeme olduğu için "siyah giyinen, birsürü takı takan, uzun saçlı uzun sakallı" hatta ileri götürülüp "satanist" damgasi vurulan tiplerdir. Oysa nedense biz rock'ın içinde olmamıza rağmen tanımayız öyle insanları, genelde sadece haberlerde görürüz. Aramızda da her tipten insan vardır uzun saçlışı kısa saçlısı vs.. (Ayrıca isteyenler gelip kulübümüzdeki insanlarla tanışabilirler, bakabilirler kaçının saçı sakalı uzun kaçı siyah giyiniyor istatiktik inceleme yapabilirler)
Son senelerde ülkemizde yaygınlaşan festivaller, bir çok grubun konserini daha kolay ve maliyeti düşük bir şekilde takip etmeyi kolaylaştırmıştır. Fakat unutmamak gerekir ki, bu kalabalık ortam arasında da çoğu konser de ayağa düşmektedir. Birçok grubun birden konser verdiği festival ortamlarında zaman zaman müzisyen kesimi hakettiği ilgiyi, değeri görememektedir. Amatör rock grupları için festival düzenlendiği nadirdir ve hatta yok denilecek kadar azdır. Bu alanda en özgün festivali İtü Rock Kulübü olarak “İstanbul Rock Festivali” adı altında yaptığımızı düşünüyoruz.
Bir de kısaca, yine Türkiye’de ara sıra mesele olan yerli/yabancı söz kullanımı üzerine değinelim. Türkçe rock ve yabancı sözlü rock arasındada kesinlikle bir ayrım yoktur, müzik evrenseldir, kaliteli eserler her zaman hakettiği ilgiyi görür. Fakat Türk rock'ı daha genç bir camia olduğu için ve yurtdışındaki ortamlara göre gelişimi için gereken imkanlardan yoksun olduğu için tam olarak kimliğini edinememiştir henüz. Türkçe sözlü rock yapan pek çok grup yavaş yavaş türk rock'ına karakterini kazandırmaktadır ama yine de yabancı sözlü müzik yapan gruplar çoğunluktadır. Türkçe yapı itibariyle/fonetik olarak kullanımı zor bir dildir. Prozodi uygulaması zordur Türkçe’de. İngilizce gibi istediğin yere çekebildiğin ve kolay öğrenilen bir dil de değildir. Bunların dışında şu da var ki, rock dünya üzerinde tüm insanların ortak haykırışına tercüman olan/olması gereken bir müzik türü olduğu için, amacı hep daha fazla insana ulaşmaktır. Bu yüzden yine dünya üzerindeki emperyalizmin dili olan İngilizcenin rock müzikte bolca kullanılması, bu “derdini anlatma/paylaşma” sürecinde hiç garip karşılanmamalıdır.
“Marka”lar ve Festivaller
Son dönemlerde yine bolca tartışılan konulardan biri de bazı “marka”lar sponsorluğunda hazırlanan festivaller. Aslında çok da çenemizi yormaya gerek olmayan bir mesele bu. Zira apaçık ortada olan şeyi irdeleyip reklamını yapmanın gereği de yok. Kısaca, basit ve direkt özetleyelim.
İsmi lazım değil ve/fakat hepinizin malumu olan bazı festivaller için bazı insanlar “Bane ne canım markasından, şirketinden. Ben gidip müziğimi dinleyeceğim. Önemli değil ki gerisi…” derler ve üstüne de oralara giderler ederler….
“Markalar çok önemlidirler” Hamburgerler “Cola”lar çok önemlidirler. Bu sağlıksız ürünlerin, her yönüyle sağlıksızlaştırılan gençliğe pazarlanması önemlidir. “Murder King”in Mekdanıldsın promosyon malzemesi olarak çocuklara oyuncaklar vermesi önemlidir.
Coca Cola’nın hazırladığı bir festival de önemlidir. Kazanılan paraların nerede harcandığı da önemlidir.
Dünyanın her yerinde sürdürülen savaşlara bir takım adı Bush kendi *uşt insanların ve onların arkasındaki güçlerin silahlarla kirlettiği yaşamlar önemlidir. Bu festivallerle pazarını genişleten markaların her bir satışının, bir mazlumun beynine saplanan bir kurşun olduğu mevzusu “geyik” değildir.
Rock’ın muhalifliği nerde kaldı peki? Eli kanlıların sponsor olduğu bir festivale gitmeyi hangi vicdan sahibi kendine yedirebilir? Ordaki gruplar insan olsaydı sanatçı bilinçleri olsaydı böyle bir şeye “hayır dediklerini” duyururlar ve insanlara bir şeyler gösterirlerdi. Kaç tanesi yaptı bunu? Sanatçının görevleri vardır, iki tıngırdatıp parasını cebine koymak haricinde... Zaten kimsenin savunabileceğini de sanmıyorum bunu. Çaldığın notayla davulla rock olunmaz. Söylediğin sözle, yaptığın işle “rock” olunur.
Bir de diyorlar ki “en büyük festival”miş. Bizce de en büyük festival, bu konuda katılıyoruz. Çünkü çoğunluk onlar deyip, rahmetli Aziz Nesin’i de saygıyla anıyoruz.
Rock Müzik ve Siyaset
Yanyana durması gayet olası ve mantıklı iki kavramdır müzik ve siyaset. Yaşadığı dünyanın zihinde bıraktığı her türlü düşünceyi müziğine/sanatına iliştirmek insan evladının yaptığı/yapması gereken en normal şeylerden biridir. Çünkü müzik sömürü-propaganda-para..vs gibi amaçlar için değil de, cidden ruh içerisinde bu istek olduğu için yapılıyorsa (sonuçlar propaganda gibi görülebilir fakat, normaldir), zaten müziği icra eden kişinin hayatında yer alan aşk-nefret-korku-vahşet vs. gibi kavramlar ve ideolojik yaklaşımlar da yansır müziğine. bu gayet samimi bir davranıştır. Yani bir adam aşkı için şarkılar yazarken sonra da gidip inandığı siyasi fikirlerle ilgili şarkı da yazamaz diye birşey olamaz tabi ki. Önemle değinmek istedigim bir noktadır: Özellikle bizim ülkemizde, dünyanın su çalkantılı halinde en çok sallanan ülkelerinden biri olan Türkiye'de, çıkıp da "benim siyasi fikirlerim, ideolojik görüşlerim vs.. yok" ya da "müzigime ideoloji karışmasın etmesin kimse yapmasin" türünden düşünen insanlar bu ülke için cidden gereksiz/zararlı türde insanlardır genelde.
İTÜ Rock Kulübü
İtüRock’a gelince...Rock müzik dinleyicilerini aynı çatı altında toplayan okulumuzun en etkin kulüplerinden biridir. Herhangi bir maddi kaygımız olmadan mümkün olduğunca ücretsiz konser ve organizasyonlar düzenleyip amatör rock gruplarını desteklemek en büyük amacımızdır. Geçen yıllarda düzenlediğimiz irili ufaklı organizasyonlar, amatör grupların sahne aldığı ve geçen sene 3 günü konser olmak üzere 5 gün süren “İstanbul Rock Festivali” neyin yanında olduğumuzun, neleri desteklediğimizin, ne için çabaladığımızın göstergesidir. Zaten Kulüp felsefemizi bu yazıdaki konular içerisinde yeterince açıkladığımı sanıyorum.
Ayrıca bu sene kulübümüz içinde artacak ve sistematik olarak devam ettirilmeye çalışılacak olan atölye çalışmaları da amatör bir ruh ve profesyonel bir yaklaşımla paylaşımcılığımızı arttıracaktır.
İtüRock olarak rock müzik için bişeyler yapmaya çalışan herkese desteğimizi sürdürecek ve yeni etkinliklerle de dinleyici kitlesini sevindirmeye devam edeceğiz.
İtüRock adına Herhangi bir İtüRock Üyesi
|
|
|
|
|
|
|
9691 ziyaretçi...!!!sitemdeydi!!!... |
|
|
|
|
|
|
|